Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SES TERAPİSİ

Mükemmel ses yaş ve cinsiyetine uygun perde alanına ve geniş perde ve ses yüksekliği  değişikliklerine sahip, yumuşak ve kısık olmayan bir sestir. “Kordların vibrasyonu idealden  uzaklaşırsa, vokal farklılık alanının vibrasyon düzenindeki değişimlerinin tip ve miktarına  bağlı olarak sesin karakteri de idealden uzaklaşır. Buna bağlı olarak ses bozuklukları ortaya  çıkmış olur. Ses sorunları özel inceleme ve dikkatli tedavi gerektirir. Ses bozukluklarının tedavisinde bazen sadece cerrahi teknikler, bazen sadece ses  terapisi, bazı durumlarda da hem cerrahi tekniklere hem de ses terapisi beraber  uygulanmaktadır. Hangi yöntem ile ses bozukluğunun tedavi edileceği ses  sorununun kaynağına ve konan tanıya göre değişmektedir. Ses terapisinde amaç, kişinin sesini doğru şekilde  kullanmasını sağlamak, sesin davranışsal bir takım yöntemler kullanılarak  değişmesini sağlamaktır. Ses terapilerinin sınıflandırılması, terapi tekniğinin ses kaslarının kullanım şeklini değiştirme yönt

SES TERAPİSİ

SES BOZUKLUKLARI

Nörojenik ses bozuklukları Merkezi ve çevresel sinir sisteminde solunum, fonasyon ve artikülasyondan  sorumlu kasları kontrol eden duyu/motor sinir hücrelerinin hasarına bağlı olarak  ortaya çıkan ses bozuklukları, nörojenik ses bozukluklarıdır . Doğuştan ya da edinilmiş olabilecek olan sinir  sistemindeki hasarın bulunduğu bölge ve etkilenen alanın genişliğine göre ses  bozukluğu değişmektedir. Kafa travmaları, beyin içi kanamaları,  tümörler, Parkinson hastalığı, myastheni gravis, Huntington hastalığı, multipl  sklerozis (MS), ses teli paralizileri, spazmodik rekürrent larengeal sinir hasarları, metabolik hastalıklar, sinir sisteminin kalıtsal hastalıkları gibi nörojenik  sorunlarda da ses bozuklukları görülebilmektedir. Paradoksal ses teli hareketi,  tremor, spastik disfoni, ses teli paralizisi ve dizartri nörojenik ses bozuklukları  arasındadır Organik Ses Bozuklukları Organik ses bozuklukları, belirli bir anatomik ya da fizyolojik  nedene bağlı olan bozukluklardır. O

SESİN OLUŞUMU

Konuşma sesinin oluşumu solunum, fonasyon, artikülasyon ve rezonans süreçlerinin gerçekleşmesiyle oluşur. Ses oluşumunda bu süreçlerin her birinde farklı basınç ve hava akımı dengelerinden bahsedilir. Sesin oluşumunda solunum sistemi basınçları, Bernoulli Etkisi ve Kaynak-Filtre Teorisi önemli rol oynar. Nefes alma sırasında vokal kordlar abduksiyona gelir. Nefes verme sırasında intrinsik  adduktör kaslar vokal kordları birbirine yaklaştırır. Dışarı doğru çıkan hava glottis’in artan  bir şekilde daralmasına yol açar. Bu da hava basıncının azalması ile sonuçlanır (Bernoulli  Etkisi). Kısmi vakum, vokal kordların arasında oluşursa, vokal kordların birleşmesine yol  açar. Vokal kordlar tamamen kapanınca, subglottik hava basıncı kordların açılmasına  yetecek kadardır. Vokal kordların arasından hava çıkışı olur, subglottik hava basıncı düşer  ve vokal kordlar açılır. Vokal kordlar kas elastisitesi ile tekrardan yaklaşırlar. Konuşma seslerinin üretimi ile ilgili en kabul görmüş teo

YUTMA BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE VİTALSTİM TERAPİ YÖNTEMİ

Resim
V italstim® herhangi bir sebeple oluşmuş özellikle faringeal disfonksiyon tedavisinde kullanılabilen çift kanallı elektroterapi sistemidir. Nöromüsküler stimülasyonun özel bir formu olup, faringeal kasların fonksiyonlarını tekrar öğretmek için kullanılmaktadır. Ayrıca çalışmalar oral ve faringeal stimülasyonun erişkin bireyin motor korteksinin reorganizasyonuna neden olduğunu göstermektedirle r  Endikasyonları Orofarengeal ya da farengeal kaynaklı tüm yutma güçlüklerinde etkili bir yöntemdir. Özellikle: Stroke(inme), Neurodegenerative hastalıklar, kanser, respiratuar problemler, iatrogenic hastalıklar, myasthenia gravis, post-polio sendromu ve diğer yutma güçlüğüne neden olan patolojilerde kullanılabilir. Kontraendikasyonları Demans, bilinç bulanıklığı hipo/anestezi, düşük vücut kitlesi, kalp pili varlığı yada kalp hastalıkları, ciddi hipertansiyon yada hipotansiyon,tromboz yada tromboflebit, psöriazis-dermatit gibi dermatolojik hastalıklar, neoplazm, enfeksiyon, t

YUTMA BOZUKLUKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Yutma bozuklukları tedavisinde amaç; hastanın oral beslenmesi, yutmanın güvenli bir şekilde gerçekleşmesi ve yeterli sıvı ile besinlerin alınabilmesini sağlamaktır. Her hastaya özgü bir tedavi planı yapılmalıdır. Tedavi planlanırken hastalığın tanısı, prognozu, disfajinin şiddeti, hastanın yaşı, genel fizik durumu, solunum fonksiyonları, kognitif durumu, konuşma yeteneği ve motivasyonu da göz önüne alınmalıdır. Telafi Edici Egzersizler Tedavinin ilk basamağını oluştururlar. Gıdanın güvenli ve kolay bir şekilde ağız  boşluğundan farinkse geçişini sağlamak ve aspirasyonu ortadan kaldırmak için  uygulanırlar.Yutma fizyolojisini direkt olarak değiştirmezler. Her yaş  grubunda ve kognitif düzeydeki hastalara uygulanabilir. Ayrıca daha az efor  gerektirdiklerinden, hastalarda yorgunluk oluşturmazlar. Telafi edici  (kompensatuar) tedaviler;    *Postural değişiklikleri,                                                                      * Yutma öncesi veya sırasında duysal gird

YUTMA BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ

Hastalar ve Hasta Yakınları Nelere Dikkat Etmelidir? Yemek yerken yorgunluk, nefes darlığı Lokmayı ağızda gereğinden fazla tutma yada çiğneme ihtiyacı Lokmayı yutabilmek için birkaç defa yutkunma ihtiyaç Yemek yerken tıkanma ya da çabuk doyma  Katı ya da sıvı yiyecekleri yerken yedikten hemen sonra öksürme Yemekten sonra ve/veya yemek sırasında salya akıtma, ağız suyunun akması Yutma işleminden sonra ağızda artık kalması Yemek yedikten sonra ses ıslaklığı Açıklanamayan kilo kaybı Yemekten sonra 30 dakika -1 saat içerisinde ateş yükselmesi  Sık sık zatürre olma Göğüs ağrısı Öğünlerde yemek yeme süresinin uzun olması Konuşma kalitesinin bozulması Herhangi bir nedenden dolayı zihinsel olarak olumsuz etkilenmiş hastalar(konuşmayı kaybetme,hafıza kaybı gibi)yutma bozukluğu için büyük risk taşırlar. Diğer bir deyişle bilişsel bozukluk yutkunma becerisini davranışsal olarak etkiler.Hastalar çiğnemeyi veya yutmayı unutabilir,ağıza büyük lokmalar alıp yanakta lokmaları birikti

YUTMA BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ

Mekanik kökenli disfajiler   Orofarengeal karsinomlar Retro ve parafarengeal abseler              Tiroid hipertrofileri                               Larenks karsinomları                             Orofarenks enflamatuar hastalıkları      Servikal osteofitler                               Özefagus patolojileri tümör, web, divertikül vb Orofarengeal rezeksiyon Farengeal poş ve divertiküller Hipofarenks karsinomlar Larenjektomiler Dudak damak yarıkları Nörojenik kökenli disfajiler Stroke sendromları                        Distoni ve diskinezi                        Serebral Palsi                                 Multiple skleroz                              Nörofibromatoz                               Amiyotrofik Lateral Skleroz Parkinson Hastalığı Huntington koresi Enfeksiyöz hastalıklar Miyastania Gravis Diğer Alzheimer hastalığı                         Histerikus Globus                           Demans İdiopatik kökenli disfaji

Yutma Bozuklukları

Yutma, istemli ve istemsiz komponentleri içeren kompleks sensörimotor bir olaydır. Ağız çevresi, dil, larinks, farinks ve özofagus kaslarının bilateral ve koordine bir şekilde kontraksiyonu ve gevşemesi sonucu gerçekleşmektedir  Ağız içindeki lokmanın mideye geçmesini sağlamada otuz civarında kas çifti ve bunları innerve eden kafa çiftleri görev yaparlar. Santral sinir sisteminde (SSS) serebral korteksten bulbusa kadar pek çok düzeydeki anatomik yapılar bu olaya katılırlar. Bu nedenle, serebral korteksten kranial sinir ve kaslara kadar herhangi bir anatomik yapıdaki bozukluk, yutma anormalliklerine yol açabilir Yutma sistemini olumsuz etkileyen pek çok faktör vardır. Kişiden kişiye farklılık gösteren bu faktörlerden başlıcaları: Dudakları kapatamama, Dili hareket ettirememe, Lokma oluşturamama, yada yönlendirememe, Yüz kaslarının zayıf olması dolayısıyla yiyeceğin tek bir yanakta birikmesi, Ağız duyu organlarının hissinin azalması (lokma belirlemede, lokma

Yutma Fizyolojisi

Resim
Yutma oral kavite, farenks, larenks ve özefagustaki yapıları içeren kompleks bir nöromuskuler fonksiyondur. Yutma başlıca dört evreye ayrılmıştır: oral hazırlık evresi, oral evre, farengeal evre ve özefageal evre. İlk iki evre olan oral hazırlık ve oral evreler istemli, diğer farengeal ve özefageal evreler ise istem dışı yani refleksif kontrol altındadır. Oral hazırlık ön fazı Yutmanın oral hazırlık fazı aşağıdaki faaliyetlerin koordinasyonu ile tanımlanır: a- Gıdanın oral kavite anteriorunda tutulabilmesi için dudak kapama b- Labial ve bukkal kasların etkili kasılmasıyla gıdanın lateral ve anterior sulkuslarda birikmeyip dil üzerine itilebilmesi c- Sirküler ya da rotasyonel çene hareketi ile gıdanın ezilmesi d- Dil lateral hareketleriyle gıda bolusunun tükürükle karıştırılarak dişler üzerine itilmesi e- Yumuşak damak kasılması ile gıdanın oral kavite arkasında hapsedilmesi ve nazal hava yolunun daraltılması Oral faz Bu dönemin birincil işlevi dil ha