Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÇOCUKLUK ÇAĞI KONUŞMA APRAKSİSİ

Resim
  Apraksi praksinin yokluğu olarak tanımlanmaktadır. Praksis, Ayres’e göre (1985): “Bilişin motor hareketi yönettiği nörolojik bir süreçtir, bireyin kendisi ve çevresi arasındaki ilişkiye etki etmesini sağlayan farklı hareketleri planlama ve formüle edebilme yeteneğidir.  Ayres’in tanımına göre praksis; seçme, planlama, organize etme, motor örüntüyü başlatma gibi istemli hareket kalıplarının üretilmesidir. Motor örüntünün üretilmesi, praksinin sonucu oluşan başarılı ve görülmeyen bir sürecin dışavurumudur. (Velleman, 2003) Çocukluk Çağı Konuşma Apraksisi (ÇÇKA) ; Motor, dil, fonolojik ve akademik soruna neden olabilen bir motor konuşma bozukluğudur.  Konuşmanın temelindeki hareketler kapsamında artikülatörlerin (dudak, çene, dil, yumuşak damak ve sert damak) anlaşılır bir konuşma için pürüzsüz, ardışık ve örtüşen hareketlerinden söz edilmektedir. Hareketlerin sıralanmasındaki mekan-zamansal (spatio-temporal) planlama ve programlamanın bozulması, konuşma sesi bozukluğuna ve prozodide bo

OKUL ÇAĞI VE ERGENLİK DÖNEMİ DİL GELİŞİMİ

Resim
        Okul Çağı ve Ergenlik Dönemi Dil Gelişimi Bu dönemde dilsel problemler hemen göze çarpmaz. Bu dönemde neyin normal olduğunu bilmek önemlidir. Okul Çağı ve Ergenlik Dönemi Bilişsel Gelişim     Metabiliş becerileri gelişir: birisinin yada kendisinin nasıl düşündüğü hakkında düşünme yetisi     Belirli düşünsel fikirler, hipotezler geliştirip bunları test edebilir. Bir problemin çözümü için tüm mevcut alternatifleri gözden geçirebilir.       Belirli bir olguyu zaman ve mekandan bağımsız şekilde gerçek ve hayl gücüyle gözden geçirebilir. Kavram Gelişimi Vygotsky (1962) ergenlik döneminde yeni kavramlara ulaşmak için dilin araç olarak kullanıldığını ve bunun temel düşünsel becerilerden biri olduğunu belirtmiştir.   Erken çocukluk döneminde aksine dünya bilgisi kelime bilgisine dönüşüyordu   9 ile 19 yaş arası yeni kavram öğrenimi hızlanıyor ve eskilerine yeni alt anlamalar ekleniyor.   Kelimeleri daha iyi şekilde organize etme ve depolama becerisi gelişiyor. Sözcük dağarc

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

Resim
Özgül Öğrenme Güçlüğü Öğrenme güçlüğü (learning disability) tanımı ilk olarak Kirk tarafından yapılmış ve bu çocukların eğitim sisteminde ayrı bir yer alması üzerinde durulmuştur. Öğrenme güçlükleri, konuşma, okuma, yazma, anlama ya da aritmetik becerilerinin kazanılması ve kullanılmasında gecikme ya da bozulma ile kendini gösteren bir grup heterojen bozukluğu içeren bir terimdir. Bu bozuklukların merkezi sinir sistemindeki aksaklıklardan kaynaklandığı öne sürülmektedir. Hatta bazı çalışmalar öğrenme güçlüğü olan çocukların, çalışan bellekle ilgili bir takım sorunları olduğunu saptamıştır  Klinik Özelikler Okuma Bozukluğu (Disleksi) Aynı zamanda disleksi adıyla bilinen okuma bozukluğu, bireyin ortalama zekâ ve eğitim düzeyi almasına rağmen okuma başarısının geriliğini ifade eder. Yapılan çalışmalar bu bireylerin bilişsel düzeylerinin düşünme, mantığa oturtma, anlama gibi soyut kısımlarının sağlam hatta ileri olmasına rağmen izole olarak fonolojik işleme sü

KEKEMELİKTE BİLİŞSEL DAVRANIŞ TERAPİSİ

Resim
Bilişsel Davranışçı Terapi(BDT), kendini yalnızca psikoloji/psikoterapi uygulamalarıyla sınırlandırmayan birçok modelden oluşmaktadır.Bu modellerden biri olan ve Aeoron Beck tarafından ortaya atılan Bilişsel Terapi, düşüncede yanlılık, bilişsel hata, düşüncelerin çarpıtılması ve işlevsel olmayan şekilde kullanılması gibi kavramlarla açıklanmaktadır.  Bilişsel Davranışçı Terapi  davranışı belirleyen temel etkenin bilişsel süreçler olduğu, bu bilişsel süreçlerin izlenebilir ve değiştirilebilir olduğu ve istenilen davranış değişikliğinin ancak bilişsel yapılardaki değişimle olabildiği ilkelerini benimsemektedir. Bilişsel Davranış Terapisi, vakanın sorunlarının sürekli olarak formülleştirilmesi ve her bir vakanın durumunun bilişsel anlamda bireysel özellikleri doğrultusunda kavramsallaştırılmasına dayanır. Bilişsel Davranış Terapisi, bilişsel modele dayalı bir yaklaşımdır. İnsanların ne hissettiğini belirleyen durum değil daha çok o durumu nasıl algıl