ÇOCUKLUK ÇAĞI KEKEMELİĞİ
Önceki yazımızda direkt yollardaki D1 dopamin reseptörlerine
oranla indirekt yollardaki D2 dopamin reseptörleri sayısında dengesizlik ortaya
çıkması durumunda kekemeliğin
oluşabileceğinden bahsetmiştik. D2 reseptörleri fren, D1 reseptörleri ise gaz pedalı görevi
görmektedir.
Çocuklarda kekemelik genellikle 3-5 yaş periyodunda ortaya
çıkar ve bunların çoğu 5 yaşından önce kendiliğinden düzelir ancak bazıları ise
çocukluk çağı ve ergenlik döneminde de devam eder. Peki geçici kekemelikle
kalıcı kekemeliği birbirinden ayıran nedir? Bu sorunun cevabı gelişmekte olan
beyindeki D2 ve D1 dopamin reseptörleri oranı olabilir.
Putamendeki D1 reseptörlerinin yoğunluğu doğumdan sonra artar
ve 3 yaş civarında en yüksek seviyeye ulaşır. D2 reseptörlerinin yoğunluğu ise
2 yaş civarı en yüksek seviyeye ulaşır. D2 reseptörleri en yüksek seviyeye
ulaştıktan sonra düşer ve 5 yaş civarı çocuklarda %38 oranında azalır. 3-5 yaş
periyodunda D1 ve D2 densitesinde aşırı
yükselme bu yaş grubundaki çocuklarda kekemeliğe neden olabilir. D2 reseptörü
densitesi D1 reseptörü densitesinden daha önce en yüksek seviyeye ulaştığı için, D2 ve D1 reseptörleri densitesi oranı 3
yaş civarında yüksek olabilir. Çoğu çocukta densite oranları 5 yaş öncesi
normale döner ve bu çocuklar akıcı konuşmaya başlar. Ancak kekemeliği devam
eden çocuklarda bu normalleşme süreci gerçekleşmez.
Genetik yapıyla ilgili durum göz önüne alındığında ise iki
çeşit genden söz etmek mümkündür. Birinci gen geçici kekemelik riskini artırır
diğeri ise kalıcı kekemelik riskini artırır. İki genin etkisi de kalıcı olabilir.
***Tüm yazılar tarafıma ait olup izinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Kullanıldığı takdirde yasal işlemler geçerli olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder