REZONANS BOZUKLUKLARININ DEGERLENDİRİLMESİ VE TERAPİ YÖNTEMLERİ
Rezonans ağız tabanı, burun boşluğu ve farenksteki ses
titreşimlerinin meydana getirdiği konuşma sesinin kalitesidir. Bu anatomik boşluklarda oluşan ses titreşimlerinin
dengesi konuşma sesi kalitesinin normal
ya da “nazalite”den ötürü bozuk olarak kabul edilmesinde belirleyici olur.
ALGISAL DEĞERLENDİRME
ALETLİ ANALİZ
REZONANS BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİ
Normal Rezonans ve
Velofarengeal Fonksiyon
Ses enerjisi ses telleri titreştiği zaman ortaya çıkar. Ses
enerjisi farenks, oral kavite ve nazal
kavitenin de içinde bulunduğu birbirine bağlı bir dizi rezanatörün içinden üstteki bölüme doğru hareket eder. Bu rezonatör
boşlukların şekli ve boyutu rezonansa ve ses kalitesine direkt etki eder. Velofarengeal
mekanizma oral ve nazal kaviteden iletilen
ses enerjisinin ve hava basıncının
düzenlenmesini ve yönlendirilmesini sağlar.
Ağız seslerinin oluşturulması sırasında velofarengeal
mekanizma nazal kaviteyi kapatarak bir valf görevi görür. Bu akustik enerjiyi
oral kaviteye yönlendirerek ağız seslerinin oluşmasını sağlar. Bu nedenle ağız
sesleri için temel rezonatörler oral kavite ve farenkstir.
Velofarengeal
mekanizma sesi, nazal seslerin
(m, n) oluşmasında temel rolü olan nazal
kaviteye yönlendirmek için açık kalır. Nazal
seslerin oluşumunda oral kavitede çok az bir ses titreşimi meydana gelir.
Normal konuşma ve rezonans için ağız
seslerinin üretilmesinde velofarengeal
kapanma tam olmalı ve nazal sesler içinse ses enerjisi, burun boşluğu ve farenkste herhangi bir
engele takılmamalıdır.
Normal rezonans büyük ölçüde
normal velofarengeal kapanmaya bağlıdır. Velofarengeal yapılar velum, yan farengeal duvarlar ve arka
farengeal duvarları içerir. Velofarengeal kapanma tüm bu yapıların koordineli
hareketleri sonucu gerçekleşir.
Sadece konuşma için değil aynı zamanda emme, üfleme ve
fısıldama gibi pnömatik aktiviteler için de velofarengeal kapanma gerçekleşir .Ancak
tüm bu aktiviteler için kapanma durumu ve derecesi birbirinden farklıdır.
Aslında temas yeri ve derecesi bile fonemlere ve çevresindeki seslere göre faklılık gösterir.
Velofarengeal kapanma aynı zamanda öğürme, yutma ve kusma
gibi pnömatik olmayan aktiviteler için
de gerçekleşir. Bu durumda velofarengeal
kapanma pnömatik aktivitelerden faklı olarak nazofarenksin en yukarısında ve
daha abartılı biçimde gerçekleşir. Kapanma pnömatik olmayan aktiviteler için
yeterli olsa da konuşma ve diğer
pnömatik aktiviteler için yetersizdir.
REZONANS BOZUKLUKLARI
Rezonans bozukluğu velofarengeal mekanizmanın sesin burun
boşluğuna iletilmesini önleyememesi
durumudur. Nazofarenkste bir engel olduğunda nazal kaviteye nasal
fonemlerin üretilmesi için gerekli olan
ses iletimi engellenmiş olur ve böylelikle normal olmayan bir rezonans ortaya
çıkar. Rezonans dengesini bozan herşey rezonans bozukluğuna yol açar.
Hipernazalite
Hipernazalite velofarengeal yetersizlik sonucu ortaya çıkan rezonans bozukluğudur. Velofarengeal
valfin yetersizliği nedeniyle ses nazal kavite içerisinde uygun olmayan biçimde tınılanarak sesin kalitesini etkiler.
Hipernazalite özellikle ünlü seslerde daha fazla algılanır. Bununla birlikte,
hipernazalite en iyi sıralı konuşma sırasında değerlendirilebilir. Velofarengeal
yetersizlikten kaynaklanan hipernazalite lehçe
kaynaklı “nazal konuşma” dan
ayırt edilmelidir.
Hipernazal rezonansa ilave olarak, velofarengeal yetersizlik
ünsüz üretimi sırasında nazal emisyona neden olabilir. Hasta ağız basıncı ile
üretilen sesler(sürtünmeli sesler, durak sesleri, patlamalı sesler) için oral
kavitede hava basıncı oluşturmaya çalıştığında, hava basıncı valfin içinden
geçer ve nazal olarak yayılır. Nazal türbulans nazal emisyonun yüksek sesli ve
rahatsız edici bir biçimidir. Nazal emisyon velofarengeal yetersizlikten
bağımsız olarak artikulasyon bozukluğuna bağlı fonem spesifik olabilir. Örneğin çocuk sürtünmeli seslerin (s, z, ş,j)
kullanımı sırasında nazal emisyonun
eşlik ettiği gırtlak sürtünmeli ses(h)üretebilir.Bu durumda artikülasyon
yerinin değiştirilmesi nasal emisyonun ortadan kaldırımasını sağlar.
Hava basıncı velofarengeal kapaktan içeri süzüldüğünde ünsüz
üretim için gerekli olan hava basıncı da azalır.Bunun sonucu olarak ünsüz
üretimi basınç ve yoğunluk yönünden zayıf olabileceği gibi bazen de hiç duyulmayabilir.
Normal konuşma için ağız içi basıncın yetersiz olduğu
durumlarda, genellikle telafi edici artikülayon yöntemleri kazanılır. Hastalar
farenksteki hava basıncını kullanarak
artiküle etmeyi öğrenirler.
Velofarengeal yetersizlik anotomik veya fizyolojik yetersizliklerden
kaynaklı olabilir. Velumun arka farengeal duvarlara göre kısa kaldığı
durumlarda velofarengeal yetmezlik terimi kullanılır. Velofarengeal yetersizlik
ise velofarengeal yapıların zayıflığına bağlı olarak fizyolojik bozuklukları
işaret eder.
Velofarengeal yetersizlik, dudak
damak yarığı geçmişi olan hastalarda onarıma rağmen farkedilebilir. Çoğu
durumda submukozal damak yarıklığı damak yetersizliği ile de sonuçlanabilir. Velumdaki
anormal kas insersiyonu nedeniyle oluşan submukozal damak yarıklığında
velofarengeal yetmezlik oluşabilir. Bu durum damak yarıklığı onarımına rağmen
zayıf kas fonksiyonu sebebiyle de görülebilir. Velofarengeal yetmezlik
oral-motor disfonksiyonu olan hastalarda dizartri olarak ortaya çıkabilir. Nörolojik
disfonksiyonun özellikleri zayıflık ve damak hareketlerinin koordinasyonsuzluğu
biçimindedir.Konjenital ya da edinilmiş kraniyal
sinir hasarına sahip hastalarda oral motor eksikliklere bağlı olarak
velofarengeal paralizi görülebilir. Sebebi ne olursa olsun, yetersiz velofarengeal kapanma
hipernazaliteye sebep olabilir.
Hiponazalite(Denazalite)
Hiponazalite, nazofarenkste veya nazal kavitede oluşan bir
engel nedeniyle nazal rezonansta bir azalma meydana geldiğinde ortaya çıkar. Nazal
kavite tamamen tıkalı olduğunda rezonans
hiponazaldır. Hiponazalite ünlülerin, özellikle de nazal ünsüzlerin (m,
n)kalitesini etkiler. Nazal ünsüzler(m,n) için nazal rezonans ortadan
kalktığında bu ünsüzler oral fonemler (b, d ve g) gibi artiküle edilir.
Hiponazalite nazofarenkste ya da nazal kavitede bir tıkanma
sonucu ortaya çıkar. Bu tıkanmanın nedeni büyümüş adenoidler, alerjik rinit,
soğuk algınlığı, septum deviasyon, koanal atrezi, stenotik nares vb olabilir.
Cul-de-sac rezonans
Cul-de–sac rezonans akustik enerji tek çıkışı olan bir keseye
hapsolduğu zaman ortaya çıkar. Dilin farenkste retrakte olmasına bağlı
olarak konuşma sesi boğuk ve “ağızda
sıcak patates” varmış gibi algılanır. Bunun nedeni büyük tonsiller ya da
adenoidler olabilir. Ses enerjisi üst bölümde ilerledikçe adenoidler nedeniyle nazal kavitede bloke
olur. Tonsiller de aynı zamanda ses enerjisinin oral kaviteye girmesini engelleyebilir. Sonuç olarak ses enerjisi
bloke olur ve titreşimler sadece farenkste meydana gelir. Nazal kavitenin ön
duvarında tıkanma ya da velofarengeal yetersizlik cul-de-sac rezonansa neden
olur.
Mixed Rezonans
Bazı hastalarda rezonans bozukluğu hiper-hiponazal olarak
ortaya çıkar. Hiper-hiponazal rezonans velofarengeal yetersizliğe ek olarak
nazal kavitede önemli bir tıkanıklık nedeniyle ortaya çıkar. Bu durumda konuşma
karakteristik olarak hipernazaldır ancak nazal ünsüzlerde hiponazalite ortaya
çıkar. Bu durum aynı zamanda velumun aşağı- yukarı hareketindeki düzensizlik nedeniyle oral motor bozukluklarda
da görülebilir.
ALGISAL DEĞERLENDİRME
Rezonans bozukluklarında değerlendirme konuşma patolojisi
değerlendirmesi ile başlamalıdır. Algısal değerlendirme ile rezonansın normal
olup olmadığına karar verilir. Ses tellerindeki akustik enerjinin yanlış yönlendirilmesi
nedeniyle ses kalitesi ve anlaşılırlığı etkilendiğinde rezonans bozuk kabul
edilir.
Konuşma değerlendirmesi genellikle tek sözcüklü artikülasyon testi ile başlar. Uzman
Konuşma Terapisti tüm artikülasyon hatalarını(yaşla alakası
bulunmayan) tespit etmelidir. Değerlendirme sürecinde artikülasyon odağına
özellikle dikkat edilmelidir. Velofarengeal yetmezliğe sahip hastalar
genellikle farenksteki hava akımı ile telafi edici artikülasyon teknikleri
kullanırlar. Bu seslerin artikülasyon yeri görünüşte normal olarak kabul
edilmesine rağmen gerçekte durum farklı olabilir. Örneğin hasta “p” fonemini
çift dudak kapanmalı olarak ürettiği halde patlamalı olan bu ses gırtlak patlamalı
olarak sesletilebilir. Bu nedenle artikülasyon hatalarının artikülatörlerin yanlış yerleştirilmesinden
mi yoksa velofarengeal açıklıktan mı kaynaklandığı konusunda bir ayrım
yapılması gerekir.
Artikülasyon hataları ile birlikte terapist ağız içi basıncın
yeterliliğini de değerlendirmelidir. Eğer ünsüzler yoğunluk bakımından zayıfsa
bu durumun nedeni velofarengeal yetersizliğe bağlı olarak ağız içi basıncın oluşturulamaması olabilir. Aynı
zamanda basınca duyarlı seslerin (patlamalı, sürtünmeli, durak sesleri) üretimi
sırasında nazal emisyona dikkat edilmelidir. Artikülasyon testinde fonem üretimi
sırasında oluşan nazal emisyona dikkat edilmelidir.
Rezonansın spontan konuşma sırasında değerlendirilmesi sözcükle
ya da sözcük öbekleriyle yapılan değerlendirmeden daha yeterli bir sonuç verir. Çünkü bağlantılı
konuşma sırasında velofarengeal sistem kapanmayı gerçekleştimek için daha
koordineli hareket eder.
Rezonansa ek olarak fonasyon da mutlaka değerlendirilmelidir.
Nefeslilik ve ses kısıklığı, orta düzeyde
velofarengeal yetersizliği olan hastalarda ses teli nodülüne işaret
edebilir.Velofarengeal yetersizliğin etkilerini telafi etmek için hastalar larengeal hiperfonksiyon
gösterebilirler. Telafi edici teknikler ve gırtlak patlamalı ses kullanımı da
nodül gelişmesine neden olabilir.
ALETLİ ANALİZ
Aerodinamik veriler aletsel değerlendirme yoluyla elde edilir
ve velofarengeal açıklığın büyüklüğü ve nazal hava akımıyla ağız içi basınç
oluşturma arasındaki ilişkinin değerlendirilmesini sağlar.
Klinik ortamlarda sıklıkla kullanılan bu ölçüm cihazlardan
birisi nazometredir. Nazometre bir başlıktan ve ağız-burun için ayrı ayrı
yönlendirilmiş mikrofonlardan oluşur. Bu mikrofonlar üst dudağa doğru uzanan
bir bölme ile birbirinden ayrılır. Bu mikrofonlar nazal ve oral kavitelerden gelen
akustik enerjiyi yakalar. Nazometre bu nazal akustik enerjiyi toplam akustik
enerjiye bölerek bir konuşma kesitinin nazalite skorunu hesaplar
Ağız içi Değerlendirme
Ağız içi değerlendirme her zaman rezonans değerlendirmesinin
bir parçası olmalıdır. Ancak tek başına ağız içi değerlendirmenin velofarengeal
fonksiyonu değerlendirmede yeterli olamayağı da bilinmelidir. Kapanma velumun
arkasında oral kavitenin üst kısmında
meydana gelir ve bu nedenle değerlendirici yan farengeal duvar hareketini
intra-oral perspektiften göremez.
Ağız içi değerlendirmede klinisyen palatal bütünlüğü
incelemelidir. Palatal fistülün yeri ve varlığı mutlaka tespit edilmelidir
çünkü büyük bir fistül hipernazalite ve nazal emisyona sebep olabilir. Aynı
zamanda velumun uzunluğuna da dikkat
edilmelidir çünkü çok kısa velum velofarengeal yetersizliğe işaret eder.
Fonasyon süresince yumuşak damak
hareketine de dikkat edilmelidir. Zayıf yumuşak damak hareketi veya asimetri
velofarengeal yetersizliği gösterir. Dudak damak yarıklığı olan hastalarda
dental oklüzyon da değerlendirilmelidir
çünkü maloklüzyon ya da çapraz kapanış
genellikle artikülasyonu etkiler.
Konuşma patolojisi değerlendirmesi tamamlandığı zaman,
klinisyen konuşma tedavisine devam etme ya da değerlendirmeyi derinleştirme konusunda bir karar vermelidir.
Eğer hasta şiddetli hipernazalite ya da nazal emisyon belirtileri gösteriyorsa ya
da bu belirtiler orta düzeyde ancak sürekliyse tek başına konuşma terapisi
yeterli olmayabilir. Bu durumda videofloroskobi ya da nazofaringoskopi
kullanarak velofarengeal fonksiyon
direkt değerlendirilmelidir.
Videofloroskopik
Değerlendirme
Videofloroskopik değerlendirme velofarengeal sfinkterin
konuşma sırasındaki tüm hareketlerini gösteren direkt görüntüleme yöntemidir.
Optimal cerrahi ya da prostetik tedavi seçeneğine karar vermek için velofarengeal
yetersizliğe neden olan anatomik ve fizyolojik tüm anomalilerin
değerlendirilmesi gerekir. Videofloroskopik görüntüleme yöntemiyle değerlendirici
velofarengeal açıklık ve bu açıklığın büyüklüğü ve şekli ile ilgili bilgilere ulaşabilir.
Aynı zamanda velofarengeal yetersizliğin kısa velum, zayıf damak hareketi ya da
zayıf yan farengeal duvar hareketinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda
bir ayrımda bulunabilir.
Nazofaringoskopi
Nazofaringoskopi velofarengeal fonksiyonu değerlendirmek için
kullanılan bir diğer görüntüleme yöntemidir. Bu görüntüleme yöntemi ile konuşma
sırasında velofarengeal fonksiyon direkt olarak gözlenebilir. Nazofaringoskopi
nazal kaviteye topikal anestezik bir madde sıkılarak gerçekleştirilir. Bu görüntüleme
yöntemiyle değerlendirici velumun nazal özellikleri, arka farengeal duvarı ve
lateral farengeal duvarları ve adenoidleri izleyebileceğinden velofarengeal
fonksiyon direkt olarak değerlendirilebilir. Hastadan cümle tekrarı yapması
istenilir ve sonradan daha kapsamlı bir değerlendirme yapmak için tüm süreç
kayıt edilir.
REZONANS BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİ
Rezonatörlerin herhangi birinde hiponazalite ya da cul-de-sac rezonans nedeniyle ortaya çıkmış
bir tıkanma durumunda medikal tedavi(antihistamin/nazal dekonjestan)
gerekmektedir. Ancak cerrahi tedavi de önerilebilir(Adenoidlerin ya da
tonsillerin alınması septum deviasyonun düzeltilmesi vb)
Velofarengeal yetersizlikten kaynaklanan hipernazalitenin
tedavisi cerrahi müdahale, prostetik tedavi
ya da konuşma terapisini içerir. Cerrahi müdahalede velofarengeal yapı değiştirilebilir ancak bu yapının fonksiyonu değiştirilemez bu
nedenle konuşma terapisi tedaviye mutlaka dahil edilmelidir.
Cerrahi Yöntemler
Hipernazalite velofarengeal yetersizlikten kaynaklanıyorsa
cerrahi müdahale olarak faringeal flap yöntemi tercih edilir. Bu yöntemde arka
farengeal duvardan yumuşak bir flep oluşturulur ve sonra veluma kadar çekilir.
Bu velofarengeal boşluğun kısmen kapatılmasını sağlar. Flebin her iki yanındaki boşluklar nefes alma
sırasında açık kalır ancak konuşma sırasında yan duvarlar birbirine yaklaşır.
Velofarengeal yetersizliğin düzeltilmesi için diğer cerrahi
müdahale yöntemi sfinkteroplastidir. Bu yöntemde palatofarenks kaslarının yeri
değiştirilerek farenskte dinamik bir sfinkter oluşturulur. Çok hafif
velofarengeal yetersizliklerde teflon enjeksiyonu gibi destekleyici yöntemler
tercih edilebilir.
Prostetik Müdahale
Velofarengeal yetersizliklerin tedavisinde cerrahi müdahale, medikal
ya da fizyolojik nedenlerden ötürü tercih edilemiyorsa bir diğer seçenek olarak
prostetik tedavi düşünülebilir. Onarılmamış damak ya da fistülün üstünü
kapatmak için bir damak obturatörü kullanılabilir. Velumun kapanmayı
gerçekleştirebilecek uzunlukta olduğu ancak hareket kabiliyetinin yetersiz
olduğu durumlarda damak yükseltici de
tercih edilebilir. Bu yöntem özellikle artikülasyonun, fonasyonun ve nefes
almanın çok etkilenmediği ancak konuşma anlaşılabilirliğinin düşük olduğu dizartrik hastalar için etkilidir. Velumun
arka farengeal duvarı kapatamayacak kadar kısa olduğu durumlarda konuşma
obturatörü düşünülebilir.
Ancak prostetik müdahale bazı hastalar için uygun olsa da bu
yöntemin bazı dezavantajları bulunmaktadır. Cerrahi müdahalenin aksine
prostetik müdahale geçici bir tedavi seçeneğidir. Gece uyurken ve yemek yeme
sırasında protezin çıkarılması gerekir. Protez damak mukozasında da ülser
gelişmesine neden olabilir. Aynı zamanda çocukların gelişimlerine uygun olarak
bu protezlerin periyodik olarak yenilenmesi de gereklidir.
Konuşma Terapisi
Artikülasyon terapisi kullanılarak hatalı artikülasyon
üretimleri düzeltilebilir. Terapinin başarılı olabilmesi için ilk olarak hipernazalite ve nazal emisyona neden olan
velofarengeal yetersizliğin düzeltilmesi gereklidir.Velofarengeal
yetersizliğin;
* Hafif düzeyde ve düzensiz olduğu
*Oral motor disfonksiyon ya da dizatriden kaynaklandığı
*Yanlış sesletimden kaynaklandığı(sürtünmeli seslerde nazal
emisyon, ya da dilin aynı konumda bulunması nedeniyle “l” sesinin “n”olarak
sesletilmesi)
*Farengeal flep , sfinkteroplasti ya da protez desteği
sağlanmış hastaların yan farengeal duvar hareketinin artırılması ve bu
yapıların fonksiyonlarının geliştirilmesi nedeniyle terapiye ihtiyaç duyulması
durumunda terapinin başarı şansı artmaktadır.
Hastanın sürekli ve ileri düzeyde hipernazalite ya da nazal emisyona sahip olduğu durumlarda konuşma
terapisi uygun değildir.Bunun yerine videofloroskopi veya nazofaringoskopi
kullanılarak daha ileri bir araştırma yapılmalı ve bu araştırmalardan sonra
cerrahi müdahale düşünülmelidir. Velofarengeal açıklık kapatıldığında ise bu mekanizmanın
fonksiyonunu artırmak için konuşma terapisine başlanmalıdır.
***Tüm yazılar tarafıma ait olup izinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.Kullanıldığı takdirde yasal işlemler geçerli olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder