RESTART-DCM YÖNTEMİ

-


RESTART-DCM  terapisinin amacı, çocuğun kendisi mümkün olan en rahat biçimde ifade edebilmesini sağlamak adına (bu esnada kekelese de kekelemese de) çocuğun sahip olduğu kapasitelerle çocuğun iletişim davranışları üzerindeki talepler arasında en uygun dengeyi kurabilmektir.

  1. En uygun denge:çocuğun kendisine ve çevresine ilişkin faktörlere bağlı olarak kapasiteler ve talepler arasında en iyi uyum düzeyi
  2. Çocuk:Kekeleyen okul öncesi dönem yaşındaki çocuklar
  3. Kapasiteler:Çocuğun sahip olduğu ve kendisini (rahat bir şekilde) ifade etmesinde rolü olan dilsel, duygusal, bilişsel ve motor alan yeterlilikleri ve becerileri
  4. Talepler:Hem çocuğun kendisinden (içsel) hem de çevresinden (dışsal) kaynaklanan ve konuşma baskısından 
  5.  Kendisini en rahat biçimde ifade edebilmesi (bu esnada kekelese de kekelemese de):En temel amaç çocuğun kendisi olması ve kendisini ifade etmesidir, kekemeliğin bunları engellediğini hissetmemesidir. Bu nedenle, öncelikle amaç kekemeliğin ortadan kaldırılması değildir.En uygun denge sağladığında kekemelik daha hızlı ve büyük oranda kendiliğinden çözülmektedir.

RESTART-DCM terapisi iki fazdan oluşur.Terapi Faz I'den başlar. Faz I 'in amacı dışsal talepleri azaltmaktır; diğer bir deyişle, çocuğun iletişim çevresinden gelen talepleri. Çocuğun o andaki kapasiteleriyle kendisini rahat bir şekilde ifade etmesini mümkün kılacak yapısal düzenlemeler yapılır.Terapinin Faz II aşamasında çocuğun rahatlıkla konuşmasını sağlayacak kapasitelerinin artırılması hedeflenir.Gerek duyulması halinde Faz I devam ederken Faz II'ye geçilebilir. Böylelikle çocuğun kapasiteleri artırılmaya çalışılırken, konuşma terapistinin bir yandan da Faz I'de dışsal talepleri azaltmada kaydedilen gelişmelerin devam etmesini sağlaması gerekir.

Bunların dışında , her iki fazda da 4 gelişim alanı sistematik olarak ele alınır: Motor alan, Dil  alanı, Duygusal alan ve Bilişsel alan.Sadece çocuk için gerekli olduğu düşünülen alanlar (ve bu alanlar içindeki öğeler) çalışılır.Bunun yanı sıra, Faz I ve II'deki tüm terapi oturumlarında takip edilmesi gereken sabit bir yapı vardır.Diğer tarafta, ebeveynlerin uygulama sürelerinde (Özel   zamanlar) öğrendikleri davranış değişikliklerini günlük konuşma ortamlarına aktarmaları da hemen hemen sabit bir yapıda gerçekleşir.

#UzmanDktEzgiAyaz

#Bursakonuşmaterapisti

#Bursadilterapisti

#Bursakonuşmaterapisi

#BursaKekemelik

#BursaDilveKonuşmaTerapisti

https://share.google/TnO870f9Yt1OcLMgj

https://www.facebook.com/BursaDilveKonusmaTerapisi

https://www.doktortakvimi.com/ezgi-ayaz/dil-ve-konusma-terapisti/bursa

https://www.instagram.com/bursa__konusma__terapisti/?utm_source=qr&igsh=bThyY2R0OXVnenY0#


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

REZONANS BOZUKLUKLARININ DEGERLENDİRİLMESİ VE TERAPİ YÖNTEMLERİ

-
Rezonans ağız tabanı, burun boşluğu ve farenksteki ses titreşimlerinin meydana getirdiği konuşma sesinin kalitesidir. Bu anatomik   boşluklarda oluşan ses titreşimlerinin dengesi konuşma sesi kalitesinin   normal ya da “nazalite”den ötürü bozuk olarak kabul edilmesinde belirleyici olur . Normal   Rezonans ve   Velofarengeal Fonksiyon Ses enerjisi ses telleri titreştiği zaman ortaya çıkar. Ses enerjisi   farenks, oral kavite ve nazal kavitenin de içinde bulunduğu birbirine bağlı bir dizi rezanatörün içinden   üstteki bölüme doğru hareket eder. Bu rezonatör boşlukların şekli ve boyutu rezonansa ve ses kalitesine direkt etki eder. Velofarengeal mekanizma oral ve nazal kaviteden iletilen   ses enerjisinin ve hava basıncının   düzenlenmesini ve yönlendirilmesini sağlar. Ağız seslerinin oluşturulması sırasında velofarengeal mekanizma nazal kaviteyi kapatarak bir valf görevi görür. Bu akustik enerjiyi oral kaviteye yönlendirerek ağız seslerinin o...
Devamı

SESİN OLUŞUMU

-
Konuşma sesinin oluşumu solunum, fonasyon, artikülasyon ve rezonans süreçlerinin gerçekleşmesiyle oluşur. Ses oluşumunda bu süreçlerin her birinde farklı basınç ve hava akımı dengelerinden bahsedilir. Sesin oluşumunda solunum sistemi basınçları, Bernoulli Etkisi ve Kaynak-Filtre Teorisi önemli rol oynar. Nefes alma sırasında vokal kordlar abduksiyona gelir. Nefes verme sırasında intrinsik  adduktör kaslar vokal kordları birbirine yaklaştırır. Dışarı doğru çıkan hava glottis’in artan  bir şekilde daralmasına yol açar. Bu da hava basıncının azalması ile sonuçlanır (Bernoulli  Etkisi). Kısmi vakum, vokal kordların arasında oluşursa, vokal kordların birleşmesine yol  açar. Vokal kordlar tamamen kapanınca, subglottik hava basıncı kordların açılmasına  yetecek kadardır. Vokal kordların arasından hava çıkışı olur, subglottik hava basıncı düşer  ve vokal kordlar açılır. Vokal kordlar kas elastisitesi ile tekrardan yaklaşırlar. Konuşma seslerinin üretimi i...
Devamı

SES TERAPİSİ

-
Mükemmel ses yaş ve cinsiyetine uygun perde alanına ve geniş perde ve ses yüksekliği  değişikliklerine sahip, yumuşak ve kısık olmayan bir sestir. “Kordların vibrasyonu idealden  uzaklaşırsa, vokal farklılık alanının vibrasyon düzenindeki değişimlerinin tip ve miktarına  bağlı olarak sesin karakteri de idealden uzaklaşır. Buna bağlı olarak ses bozuklukları ortaya  çıkmış olur. Ses sorunları özel inceleme ve dikkatli tedavi gerektirir. Ses bozukluklarının tedavisinde bazen sadece cerrahi teknikler, bazen sadece ses  terapisi, bazı durumlarda da hem cerrahi tekniklere hem de ses terapisi beraber  uygulanmaktadır. Hangi yöntem ile ses bozukluğunun tedavi edileceği ses  sorununun kaynağına ve konan tanıya göre değişmektedir. Ses terapisinde amaç, kişinin sesini doğru şekilde  kullanmasını sağlamak, sesin davranışsal bir takım yöntemler kullanılarak  değişmesini sağlamaktır. Ses terapilerinin sınıflandırılması, terapi tekniğinin ses...
Devamı